Sayfalar

15 Şubat 2012 Çarşamba


Bilinçaltın sana bırakılamayacak kadar değerlidir...

(Sigmund Freud'un  “topoğrafik zihin modeli”ni inceleyin)
      Bir toplumu değiştirmek için bireyleri değiştirmek lazım, bunun yolu da bilinçaltından geçiyo.       Bilinçaltını yüklemenin en etkili yolu gözü ve kulağı kullandıran reklamlar/filmler/çizgi filmler...
      "Ey de bunda ne var gardeşim,en fazla para harcarım,ne olacak?"derseniz çok fazla iyimser
 olduğunuzu söyler TOHUM.
 Çünkü; bu tarz reklam, film ve benzerlerinin amacı satış artırmak gibi masum değil.Daha çok fikir empoze etmek, bir inancın ya da görüşün propagandasını yapmak, psikolojik savaş başlatmak, yanlış bilgilendirmek gibi amaçlarla kullanılmaya başlandı. Dolayısıyla toplumsal problemler de hızla artış gösteriyor(Özellikle çizgi filmlerde bile kullanılması) fakat bilinçaltı mesajların bu kayda değer etkisi göz ardı ediliyor ya da ettiriliyor.
     Siz de göz ardı etmeyin zira James VİCARY'de etmemiş(1957 de takistoskop cihazıyla yaptığı kola/mısır deneyi. Florida üniversitesi onur tezi:http://plaza.ufl.edu/cyllek/docs/KCrandall_Thesis2006.pdf [3.bölüm])
     "Peki bu işi nasıl yapıyo bu adamlar lan?"cılar:
      Bilinçaltı mesajlar üç temel türden oluşuyo:
1.Düşük ses tonuyla hızlandırılmış konuşma:
    İnsan kulağı 16-20 000 Hz arası sesleri işitir.Altı ve üstü frekansları kulak kodlamaz ama  beyin algılar.
2.Gözle görülemeyecek kadar kısa sürede gösterilen uyaran
    Sinema filmleri art arda gelen fotoğraf karelerinden oluşur.1 saniyede 24 kare fotoğraf görünür ,beynimiz hepsini bir bütün halinde algılar.Eğer 25.kareye bir görüntü  konulacak olursa bu görüntü anlık görünüp gider ve bilinç düzeyinde anlamlandırılamadan bilinçaltına mesaj iletilmiş olur. Fazla bilimsel oldu, sıkmadan burada kesiyoruz...
3.Reklam Öğelerine sözcük ya da cinsel resim yerleştirilmesi.
    Özellikle çizgi filmlerde kullanılıyor olması ilginç olsa da geçmişte yapılmış afiş örnekleri de mevcut.
"Ey de aga!Hökümetler bunu bilmiyo mu ki??
1964’te İngiltere, 1974’te ABD ve 53 ülke insanlarını bilinçaltı mesajların tehlikelerine karşı korumaya(!) başlamıştır. Ülkemizde 3984 sayılı yönetmeliğin “Bilinçaltı Teknikler Kullanılarak Yapılan Reklam ve Tele-alışveriş” başlıklı 15. maddesinde:
“Çeşitli teknik cihazlar vasıtasıyla televizyon yayınlarında çok kısa süreli görüntüler kullanarak, izleyicilerin ancak bilinçaltıyla algılayabilecekleri ürün/hizmetlerin tanıtılmasına ilişkin mesajlar içeren her türlü reklam yayınlanamaz” denilmektedir. Ayrıca 10 Mart 2005 tarihinde milletvekili Atilla Başoğlu tarafından TBMM’ye sunulan yasa teklifi var(google'den devam...)
Evet görüldüğü gibi birçok ülke yasaklamış gibi olsa da bu tür yayınların denetimini yapacak kişi/kurum olmadığı gerçeğini düşünürsek-özellikle milletimiz için-uyanık olmanın sonucu olarakbizlere önemli görevler düşmekte.Özellikle çocukların neleri izleyebileceğini belirlemek; sosyal ahlâkımızın kaderini belirlemede çok önemli olacaktır.
Son olarak "Tüketici Nasıl Düşünür?" kitabından bir alıntı:
"Düşüncenin, duygunun ve öğrenmenin %95’i bilinçaltı zihinde oluşur; yani farkındalığımızın dışında."(Gerald Zaltman Harvard Business School)
İnşaallah yukarıda zikrettiğimiz üç yönteme ilişkin ortaya çıkan örnekleri videolarla örneklendirmeye çalışacaz

Ayrıca bu konuda "Deşifre" proğramının yapmış olduğu araştırmanın videolarını 1-2-3-4-5-6-7-8-9 bölüm olarak izleyebilirsin.Şuuraltı işini burada noktalıyoruz...







1 yorum:

  1. Başarılı bir çalışma olmuş.
    yeterince kapsamlı...

    YanıtlaSil